Web tasarımında "frontend" ve "backend" en sık sözü geçen terimler arasında yer alır. Bu iki terim, "web tasarımı" ve "web geliştirme" olarak da adlandırılmaktadır. Bu iki terim genelde sektörün dışından olanlarda kafa karışıklığı yaratıyor gibi görünse de aslında aralarındaki farkı kolayca açıklanabilir. Bunu en basit tabirle açıklamak gerekirse; frontend, bir web sitesine girdiğinizde etkileşime girdiğiniz arayüzün tasarım ve geliştirmesine; backend, bu web sitesinin perde arkasında yer alan, işin server kısmı ve taban yazılımını geliştirme işine verilen adlardır.

Back-End

Tanımlandığı kelime öbeğinden de anlaşılacağı üzere, bir web projesinin son kullanıcının görmediği çekirdek yazılım kısmına Back-End ve bu mimariyi kodlayan yazılımcıya ise Back-End Developer, yani yazılım geliştirici denir. Back-End altyapısı için kullanılan yazılım dilleri; genelleme yaparak aşina olduğumuz PHP ve ASP.net, veritabanı mimarisi için ise MYSQL ve MSSQL’dir. Mimaride kullanılan bu bileşenler ile örneğin bir CMS (Content Management System – İçerik Yönetim Sistemi) oluşturmak ve bir web sitesinde kullanıcı dostu bir admin panel vasıtası ile her bir sabit – statik alanı dinamik olarak yönetilebilir kılmak mümkündür.

Front-End

Back-end kısmı olarak veri tabanında kullanıcı datalarına sahip olmak güzel; ancak diğer yandan web sitenizin görüntüsünü iyi yapan şey ne? İşte bu noktada Front-end devreye giriyor. Ziyaret edilen her sayfa için güzel bir görünüm ve iyi bir his yaratıyor. Başka bir deyişle direkt etkileşime geçtiğiniz ve gözünüzle görebildiğiniz her sayfa için renk, fon ve diğer tüm stilleri oluşturuyor. Web sitesi kullanıcılarına marka kimliğini yansıtıp duygusal deneyim yaşatıyor.

Front-End için ise; HTML, CSS ve JavaScript programlama dilleri kullanılıyor. Bu programlama dilleri web sitesinin size yansıyan görünüşüne odaklanıyor.